بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ ٱلَّذِينَ فَتَنُواْ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ ثُمَّ لَمۡ يَتُوبُواْ فَلَهُمۡ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمۡ عَذَابُ ٱلۡحَرِيقِ ١٠

Hakıykat, erkek mü'minlerle kadın mü'minleri belâye uğratanlar, sonra da tevbe etmeyenler (yok mu?) onlar için cehennem azâbı vardır, onlar için bir de yangın azâbı.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمۡ جَنَّٰتٞ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۚ ذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡكَبِيرُ ١١

İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) edenler (e gelince:) Altlarından ırmaklar akan cennetler de, onlarındır. Büyük kurtuluş (ve seâdet de) budur.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ بَطۡشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ ١٢

Hakıykat, Rabbinin kıskıvrak tutub yakalayışı pek çetindir.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ هُوَ يُبۡدِئُ وَيُعِيدُ ١٣

Çünkü O, ilkin var edenin de, (sonra yeniden diriltib kendisine) döndürecek olanın da ta kendisidir.

– Hasan Basri Çantay

وَهُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلۡوَدُودُ ١٤

O, (tevbe' eden mü'minleri) çok yarlığayan, (dostlarını) çok sevendir.

– Hasan Basri Çantay

ذُو ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡمَجِيدُ ١٥

Arşın saahibidir. (Zâtinde de, sıfatlarında da) pek yücedir (büyükdür).

– Hasan Basri Çantay

فَعَّالٞ لِّمَا يُرِيدُ ١٦

Ne dilerse hakkıyle yapandır.

– Hasan Basri Çantay

هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلۡجُنُودِ ١٧

(17-18) Sana (Habîbim) o orduların, Firavn ve Semuudun haberi geldi ya.

– Hasan Basri Çantay

فِرۡعَوۡنَ وَثَمُودَ ١٨

(17-18) Sana (Habîbim) o orduların, Firavn ve Semuudun haberi geldi ya.

– Hasan Basri Çantay

بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي تَكۡذِيبٖ ١٩

Hayır, o küfredenler (haalâ) tekzîbdedirler.

– Hasan Basri Çantay

وَٱللَّهُ مِن وَرَآئِهِم مُّحِيطُۢ ٢٠

Halbuki Allah, arkalarından (onları) kuşatıcıdır.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu